Ekrem İmamoğlu, İstanbul Vakfı’nın 5’nci kez düzenlediği Kurban bağışından elde edilen konserveleri, 200 bin haneye ulaştı

Akıl ve bilim, her bahiste olduğu üzere aslında toplumun yaşadığı düşüncelerde, ekonomik noktada her vakit kılavuz olması gereken prensiplerin tanımıdır. Her vakit diyoruz; inşallah bu ekonomik kriz toplumumuzda derin hasarlar bırakmadan bir an evvel toparlanır ve esaslara, kurallara uygun bir biçimde süreç takip edilir. Ben bilirim değil, bu işi bilen insanlarıyla, liyakatli insanlarıyla süreçler yönetilir. Temennimiz budur” diye konuştu.  Beş yılda 1 milyon aileye et ulaştırıldığını belirten İmamoğlu, “Biz bunu çok daha yüksek düzeye taşımak isteriz. Büyükşehirde kurban kesilmesi konusunda badire yaşayan vatandaşlarımızın bu ibadetini en yanlışsız halde yerine getirmek istediklerinde en üst düzeyde hizmet sunmada argümanlı kurum biziz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi…

Kesim zorluklarının İstanbul’da yaşattığı birtakım külfetli anları ve ortamları da ortadan kaldırmış oluyoruz. Bu istikametiyle, bu hoş alakanın, bu hoş paylaşımın, bu hoş ibadetin devam etmesini diliyorum. Vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Allah hem hayırlarını hem de kurbanlarını kabul eylesin” sözlerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kuruluşu İstanbul Vakfı, 2020 yılından itibaren gerçekleştirdiği kurban bağışı kampanyasını 2024 yılında da düzenledi. Vakıf, 2024 yılı Kurban Bayramı kurban bağışı kampanyası kapsamında 150 Milyon TL bağış topladı. 10 bin 714 adet kurban payı bağışı yapılan kampanya aracılığıyla bu yıl 150 bin konserve et, 33 bin 46 konserve kemik suyu ve 16 bin 954 konserve işkembe çorbası olmak üzere toplamda 200 bin aileye ulaştırmak üzere konserveler hazırlandı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar ve İstanbul Vakfı Başkanı Perihan Yücel birlikte kurbanlıkların dağıtımını başlattı. Dağıtımdan evvel konuşan İmamoğlu şunları söyledi:

“İNŞALLAH BU EKONOMİK KRİZ TOPLUMUMUZDA DERİN HASARLAR BIRAKMADAN TOPARLANIR”

“Hepinizin bildiği üzere ekonomik açıdan ne yazık ki tarihimizin en sorunlu devirlerinden birisini geçirmekteyiz. Ve tüm ikazlara karşın teknik manada gerçek adımların atılmadığı vakit ne yazık ki ekonomik olarak ne kadar düşüncelere ülkenin savrulduğunu, hem ulusal hem memleketler arası noktada sorunlu bir sürece hakikat ülkemizin iktisadının evrildiğini daima birlikte yaşadık, yaşıyoruz. Bilhassa artık tüm bu süreçlerin tahminen de 7-8-9 yılın ortaya koymuş olduğu sonucun sonrasında önlemlerle birlikte düzgünleşme ismine yapılan birtakım ortaya koyan programlar, bütün bunlar aslında tekrar toplumun hem geçmişe dair kaybettiği bir vakit diliminin bundan sonra da çok dertli bir süreçten sonra tekrar ekonomik manada güzelleşmesine dönük yapılan çabayı de izliyoruz. Doğal net olarak tabir edeyim. Akıl ve bilim, her hususta olduğu üzere aslında toplumun yaşadığı sorunlarda, ekonomik noktada da her vakit kılavuz olması gereken prensiplerin tanımıdır. Her vakit diyoruz; inşallah bu ekonomik kriz toplumumuzda derin hasarlar bırakmadan bir an evvel toparlanır ve düsturlara, kurallara uygun bir biçimde süreç takip edilir. Ben bilirim değil, bu işi bilen insanlarıyla, liyakatli insanlarıyla süreçler yönetilir. Temennimiz budur.”

“EMEKLİNİN FİYATININ YETMEDİĞİ, TABAN FİYATIN MANASINI YİTİRDİĞİ BİR ORTAMDA…”

“Bugün endüstriden tarıma, turizmden konuta birçok dalın derin ıstıraplar içerisinde olduğunu takip ediyoruz. Olağan bizim için en kıymetlisi bu krizin ekonomik problemlerin hanelere, insanların mutfağına, meskenine düşürdüğü sıkıntı… Bu bağlamda emeklinin fiyatının yetmediği, taban fiyatın manasını yitirdiği bir ortamda insanların artık alışveriş yapamadığı, filelerinin, poşetlerinin boş döndüğü bir devrin yaşıyoruz. Bilhassa bu zorlukların yaşandığı ortamlarda hani temel besin hususlarından birisi olan et konusu bahsedildiğinde artık mutfağını et girmeyen yüz binlerce haneyi bütün kentlerimizde yaşıyoruz.”

“DAYANIŞMA RUHU NOKTASINDA DA BİZ ASLINDA ŞANSLI BİR MİLLETİZ”

“Böyle kuvvetli devirlerde toplumun dayanışma ruhu çok kıymetli oluyor. Bu dayanışma ruhu noktasında da biz aslında şanslı bir milletiz. Zira milletçe bu tıp anlarda nitekim dayanışmayı, komşuluk hukuku üzerinden, toplumsal hukuk üzerinden, hemşehrilik vatandaşlık hukuku üzerinden en üst düzeyde koruyan, muhafazaya çaba eden, gelenekleri bu istikamette olan bir milletiz. Natürel bu birebir vakitte bizim inancımızın da gereği, dayanışmayı ortaya koymak, toplumun zekat anlayışı, fitre anlayışı tümden bu hassasiyetlerin önündeki uygulamalarından birisi…”

“KURBAN KESİTİYLE İLGİLİ EN UFAK BİR SORU İŞARETİ KALMAYACAK FORMDA SÜREÇ YÖNETTİK”

“Geçtiğimiz beş yıl içerisinde bilhassa pandemi devrinde insanların konutlarından çıkamadığı, işsiz kaldığı, fiyat alamadığı devirde toplumsal dayanışmanın çok farklı örneklerini kentlerimizde, ülkemizin farklı noktalarında insanlarımız ortaya koydu. Biz o devirde Askıda Fatura uygulamasıyla fevkalâde bir tanımı toplumsal dayanışmaya kazandırmış olduk. Hatta bu Askıda Fatura, o denli bir düzeye geldi ki dünya çapında farklı ülkelerde, farklı kentlerde uygulanır bir konuma döndü. Dünya çapında örnek alındı, mükafatlar aldı. Bu dayanışma örneğinin bir öbür halini açıkçası vazifeye geldiğimde çabucak arkadaşlarımla paylaşarak harekete geçirmiş olduğumuz 2020 yılı Kurban Bayramı’ndan itibaren, İstanbul Vakfı’yla birlikte yönetmekte olduğumuz kurban bağışı… Kurban kesecek olan, buna gücü yeten vatandaşlarımızın kurban sorumluluğunu yerine getirirken ben burada aracı kurum olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve onun bir kurumu olan İstanbul Vakfı üzerinden bir dayanışma köprüsünün kurulması. Nasıl yönettik bu süreci? İnsanlarımız kurbanları için dönüp bize vekaletlerini verdi. Biz de bu vekaleti alarak en çağdaş, en düzgün, en hijyenik ortamlarda kurban kesiti süreçlerini yönettik. İnancımızın bütün gerekli kurallarını yerine getirerek kurban bölümüyle ilgili en ufak bir soru işareti kalmayacak formda kurumsal ilgimizi de inşa ederek süreç yönettik. Kurbanlarımız kesildi.”

“İNANCIMIZA, TOPLUMSAL KÜLTÜRÜMÜZE, ULUSAL KÜLTÜRÜMÜZE UYGUN BİR BİÇİMDE…”

“Peki, biz yalnızca vatandaşlarımızın, on binlerce vatandaşımızın bu süreçte kurban kesmesine mi dayanak olduk? Hayır, temel niyetimiz diğerdi. Biz İstanbul Büyükşehir belediyesi olarak yoksulluk haritasının yarattığı zahmetli ortamda gereksinimi olan aileleri ve şahısları en yeterli bilen kurumların başında geliyoruz. Hasebiyle bu tespitleri yapmış olan ve bu ailelere takviyesini sunma konusunda esasen birçok kalem, toplumsal siyasetlerini geliştirmiş olan ve bu hususta da örnek işler yapan, öğrenci bursundan tutun kent lokantasına,  yeni doğan bebek paketinden iş arayan gençlerimize sunulan fiyatsız ulaşım kartına varıncaya kadar tüm hassas ayrıntıları düşünen bir idare olduk. Kurban kısmından öteki bir yarar elde ettik. Yüz binlerce konuta et girmeyen ve bu ekonomik külfetli devirde pandeminin geçtiği ekonomik sorunların üst düzeye tırmandığı devirde biz meskenlere et sunduk ve yeniden Askıda Fatura’da olduğu üzere veren elin alan eli görmediği bir biçimde en hassas, inancımıza uygun,  toplumsal kültürümüze uygun ulusal kültürümüze uygun bir biçimde süreci yönettik. Bunun gururunu yaşıyorum.”

“200 YÜZ BİN AİLEYE BU DAĞITIMLAR YAPILACAK”

“Bu yıl 150 milyon TL bağış topladık. 10.714 adet kurban payı bağışıyla 150 bin konserve et, 33 bin 46 konserve kemik suyu ve 16 bin 954 konserve işkembe çorbası olmak üzere toplamda 200 bin ailenin konutuna et girecek. Bütün tıbbi, bütün besin denetim sistemlerinin en üst düzeyde geçirilmesiyle bir arada hazırlandı. Artık ne olacak? Tam 200 bin ailenin konutuna et girecek ve 200 yüz bin aileye bu dağıtımlar yapılacak. Bu dayanışmanın en hoş konusu yeniden şu; veren el alan eli görmedi… İstanbul Büyükşehir Belediyesi yani on altı milyona,  sana ilişkin olan kurum ve onun güzide kurumu İstanbul Vakfı tekrar inanılmaz bir işbirliğini ortaya koydu. Bu çalışma prensibiyle artık hem buradaki Toplumsal Hizmetler Daire Başkanlığımızı, öbür ünitelerimiz Dayanak Hizmetleri olsun bütün çalışma arkadaşlarımız ve tespitlere katkı sunan bilhassa birçok ünite ve kuruluşumuzun bize katkı sunduğu insanlarımız olsun onların katkılarıyla sıcacık bir el olarak meskenlere ulaşacak.”

“YARDIMLAŞMA KÖPRÜSÜ İÇİN MİNNET DUYUYORUZ”

“Hayırsever yurttaşlarımıza kurbanını bize bağışlayan ve kurbanını bizimle paylaşan, vekaletini bize veren on binlerce insanımıza teşekkür ediyoruz. Beş yılda 1 milyon aileye ulaşan bu yardımlaşma köprüsü için minnet duyuyoruz. Biz bunu çok daha yüksek düzeye taşımak isteriz. Büyükşehirde kurban kesilmesi konusunda meşakkat yaşayan vatandaşlarımızın bu ibadetini en gerçek halde yerine getirmek istediklerinde en üst düzeyde hizmet sunmada argümanlı kurum biziz. Kesim zorluklarının İstanbul’da yaşattığı birtakım problemli anları ve ortamları da ortadan kaldırmış oluyoruz. Bu tarafıyla, bu hoş ilginin, bu hoş paylaşımın, bu hoş ibadetin devam etmesini diliyorum. Vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Allah hem hayırlarını hem de kurbanlarını kabul eylesin. Alışılmış ki vatandaşlarımıza da çocuklarıyla birlikte afiyet olsun diyerek, biraz vatandaşlarımızı bir nebze olsun rahatlatmanın da ve ona takviye olmanın da gururunu yaşayarak birazdan bu kolilerimizi yola çıkaracağız. Tekrar emeği geçen herkese teşekkürler. İstanbul Vakfı’mıza İstanbul Büyükşehir Belediye’mize teşekkürler.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı